‘En ölümcül trajedi’nin birinci yılı: Sorumluluk hayatta kalanlara yıkılıyor
MİDİLLİ – Yunanistan’ın Pylos (Navarin) kasabası açıklarında yüzlerce mülteciyi taşıyan ‘Adriana’ isimli tekne geçtiğimiz yıl bugün uluslararası sularda batmıştı. Balıkçı teknesinin batmasıyla birlikte 600’ü aşkın mülteci hayatını kaybederken Avrupa Birliği (AB) ve Yunanistan makamları ‘erken müdahale şansını değerlendirmediği’ için eleştirilerin hedefinde.
Kazanın birinci yıl dönümünde Yunanistan’ın Midilli adasında Pylos kazası ve süren dava hakkında bir basın açıklaması yapıldı. Türkiye ve Yunanistan’dan çeşitli hukuk örgütlerinin bir araya gelmesiyle birlikte kalabalık ‘Pylos devlet suçunun mağdurları ve hayatta kalanlar için adalet’ başlığı altında Midilli’nin merkezindeki Sappho Meydanı’nda bir araya geldi.
‘KURTARMA FAALİYETLERİ ENGELLENDİ’
Yapılan açıklamada ‘Pylos gemi kazasındaki sorumlulukları ve sınırlarında işlenen insanlığa karşı suçlar nedeniyle Avrupalı ve Yunanistanlı yetkililerin soruşturulması ve sorumlu tutulması’ talep edilirken bir yıl önce yaşananlar şu sözlerle hatırlatıldı:
“Adriana isimli aşırı kalabalık balıkçı teknesi 14 Haziran 2023 günü sabahın erken saatlerinde Yunanistan’ın Pylos limanına yaklaşık 50 mil mesafede uluslararası sularda batmıştır. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce kişi, Yunan Sahil Güvenliği’nin (HCG) gözetimi altında boğuldu. Gemide bulunanlardan sadece 104’ü kurtulurken, 750 yolcudan cesedine ulaşılan veya hala ulaşılamayan 600’ü ise hayatını kaybetti.
Adriana gemisi 9 Haziran 2023 tarihinde Libya’nın Tobruk kentinden açıkça denize elverişsiz bir durumda yola çıkmıştır. Gemideki yolcular yardım istemeye başladıktan sonra halihazırda 13 Haziran’a kadar Orta Akdeniz’de yüzlerce mil yol kat etmişti. Sorumlu tüm Avrupalı ve ulusal makamlar derhal bilgilendirilmiş; ancak arama ve kurtarma operasyonu başlatılmayarak çok önemli bir zaman kaybı yaşanmıştır. Nitekim böyle bir operasyonun ana sorumlusu olan Yunan Ortak Kurtarma Koordinasyon Merkezi (HJRCC), kurtarma gemileri göndermek yerine PPLS-920 adlı devriye gemisini görevlendirmiştir. HJRCC ayrıca diğer gemilerin olası kurtarma faaliyetlerini birkaç saat boyunca engellemiştir. Adriana’nın motoru arızalandıktan sonra 14 Haziran’ın erken saatlerinde 920 numaralı gemi onu çekmeye çalışmış, bunun sonucunda Adriana alabora olmuş ve gemideki insanların çoğu ölmüştür.”
‘SORUMLULUK HAYATTA KALAN KİŞİLERE YIKILIYOR’
Türkçe, İngilizce ve Yunanca okunan metinde hukuki sürece dair önemli detaylar paylaşıldı. Türkiye’den Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Adalet için Hukukçular; Yunanistan’dan CPT Ege Göçmen Dayanışması, Midilli Hukuk Merkezi, Feminist Otonom Merkezi gibi kurumların imzacısı olduğu ortak basın açıklamasında devam eden hukuki sürece dair eleştiriler dile getirildi.
Yunan makamlarının, ‘eylemlerine ilişkin tüm kanıtları gizlemek amacıyla, sorumluluğu hayatta kalan dokuz kişinin (Pylos 9) üzerine yıkmaya çalıştığını, onları kaçakçılık örgütlerinin bir parçası olmakla ve gemi kazasından sorumlu olmakla suçladığını’ söylenirken gelinen noktaya dair detaylar şöyle açıklandı:
“Hükümet yanlısı medya, Pylos 9’u kötü niyetli kaçakçılar olarak gösteren bir anlatı oluştururken, suçlanan dokuz kişi, özgürlüklerinden ve böylesine korkunç bir trajedinin mağdurları olarak ihtiyaç duydukları tüm gerekli destekten mahrum bırakılarak tutuklu yargılandı. Ancak 11 ay sonra, savunma ekiplerinin ve onları destekleyen dayanışma gruplarının sonsuz çabalarının ardından, hayatta kalan dokuz kişi hakkındaki tüm suçlamalar nihayet düşürüldü ve dokuz kişi özgürlüklerini geri kazandı. Ancak Yunan polisi onları derhal serbest bırakmak yerine, hukuku hiçe saydıklarını da ima eden intikamcı bir hareketle, idari gözetim altına alınmalarını emrederek işkenceyi uzattı. Bugün ‘Pylos 9’undan sekizi nihayet serbest ve arkadaşları ile ailelerinin yanına dönmüş şekilde iltica başvurularının incelenmesini bekliyorlar. Ancak 20 yaşında genç bir erkek olan 9. kişi hala keyfi olarak gözaltında tutuluyor ve sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya. Bununla birlikte hayatta kalanlar ve gemi kazası kurbanlarının arkadaşları ile akrabaları hala adalet arayışındalar. Bugüne kadar, Pylos’taki ölümcül gemi kazasından kurtulan 53 kişi, Pire Deniz Mahkemesi nezdinde tüm sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu. Prosedürün kabul edilemez bir şekilde gecikmesi nedeniyle ön soruşturma ise henüz tamamlanmamıştır.”
‘EN ÖLÜMCÜL TRAJEDİ’
Pylos gemi kazasının bir kazadan öte, ‘Avrupa’nın çağdaş tarihinde bir devletin eylemlerinin doğrudan sonucu olarak meydana gelen en ölümcül trajedi’ olduğu söylenen açıklamada bunun tekil bir trajedi olmadığı vurgulandı: “Yunan Sahil Güvenliği’nin Adriana teknesini çekme eylemi, aslında Yunan devletinin göçmen teknelerine sistematik olarak saldırma ve onları genellikle ‘geri itme’ operasyonlarıyla Yunan karasularından çıkarma politikasıyla tutarlıdır.”
‘HERKES İÇİN HAREKET ÖZGÜRLÜĞÜ’
Basın açıklamasının sonunda imzacı kurumlar, taleplerini şöyle sıraladı: “Pylos 9′ davasının 9. sanığının derhal serbest bırakılması, Pylos gemi kazasındaki sorumlulukları ve sınırlarında işlenen insanlığa karşı suçlar nedeniyle Avrupalı ve Yunan yetkililerin soruşturulması ve sorumlu tutulması, Pylos mağdurları ve hayatta kalanlar için adalet, hareket halindeki insanlar için güvenli geçişler, sistematik ve ölümcül sınır şiddetine derhal son verilmesi, göçün kriminalize edilmesinin ve hareket halindeki insanların hapsedilmesinin durdurulması, herkes için hareket özgürlüğü.”
(HABER MERKEZİ)