İmamoğlu: “Patates soğanın tercihi bu. Kim ne derse desin. Millet aç, çocuklar yemek kapları boş gidiyor okula”
HABER: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
İstanbulBüyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ” 14 Mayıs İstanbul’da tarihi bir seçim yaşanıyor. Bu seçim halkın tercihidir. Bu seçim bir parti seçimi değil. Bu patates ve soğan seçimidir. Ne derlerse desinler. Millet aç, çocuklar öğle yemeği kutuları boş okula gidiyor. Dolayısıyla bu sorunları çözmek için birlikte çalışmalıyız” dedi.
İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, bugün Zeytinburnu’nda vatandaşlara seslendi. Bindiği otobüste konuşan İmamoğlu, Zeytinburnu ilçesinde yaşanan sorunlara değindi. ” 14 MayısTarihi bir gün olacak. 14 MayısGeleceğin adına biz karar vereceğiz” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“DEVLETİ PARTİZE ETTİLER: Çocuklarımız için, gençlerimiz için çok değerli bir karar vereceğiz. Onun için hep birlikte bu süreci anlamalı ve ona göre çalışmalı ve yolu ona göre yürümeliyiz. her şeyden önce yarın İstanbul Maltepe Miting Alanında sizleri bekleyenler var. Millet İttifakı Maltepe’de olacak. Başkanımız Mansur (Yavaş) Maltepe’de olacak. Seninle orada buluşurum ve seni ağırlarım. 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu her zaman hep birlikte ağırlayacağız. Maalesef bugünkü iktidar insanları ayırmayı, insanları birbirinden uzaklaştırmayı, partizanlığı, kutuplaşmayı hedefliyor; Bu ülkenin hükümeti olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi başka bir partide yani yapmadığı hiçbir engel yoktu. Birçok şehirde karşı taraftan selam bile vermiyorlar. Ülkeyi, devleti, sistemleri partizanlaştırdılar. Devletin valisi olur, kaymakamı olur. Onların devrinde devletin valisi, devletin valisi oldu.
ÇOCUKLARIMIZIN EĞİTİMDEN UMUTLARI YOK: Bu ülkenin bürokratları adına, devletin çalıştırdığı, yetiştirdiği memurlara da acıyorum. O insanları da zora soktular. Memleketi Cumhuriyetin 100. yılına kadar böyle bir partizanlık dönemi yaşamamıştır. Adaleti yok ettiler. Bir kimse bir yere liyakatiyle gelmek isterse bu mümkün değil ama bir yerde bir tanıdığı, amcası veya parti üyesi varsa o zaman mümkündür. Böyle bir süreç başlattılar. Gençlere soruyoruz, ‘Nitelikleriniz varsa ve çok çalışıyorsanız girebiliyor musunuz?’, ‘Hayır, amcamız varsa girebiliriz. ‘Başka giremeyiz’ diyorlar. Gençler umutlarını bu ülkede değil başka ülkelerde aramaya başladı. Çocuklarımızın eğitim konusunda ciddi sorunları var. Artık eğitimde öyle bir eşitsizlik var ki, eğitim kaygısı taşıyan çocuklarımızın, anne babalarımızın umudu kalmadı.
MUTFAKTAKİ YANGIN SÖNDÜ: Mutfakta yangın var ve neredeyse iki yıldır bu ülkeyi büyük bir enflasyon girdabına soktular. Dövizle rekabet eden ve bu ülkeyi dövizle yöneten bir ülke. ekonomi kavramını tanıttı. Ne kadar zenginse o kadar çok kazanıyor. Yoksullar sahip olduklarını kaybettiler. Gelir eşitsizliği muhtemelen dünyanın ön saflarında yer alıyor. Mutfakta çıkan yangın etkisini gösterdi. Fiyatlarla baş edemiyor. Bunun tek bir nedeni var. Şu anda ülkenin aklı, ülkenin başı bunu söylüyor. İktidar olarak ‘Ben biliyorum, kimse bilmiyor’ deniyor. Evet, bu doğru. ‘Ben ne dersem olur’ diyen var, tek akıl var. Yeter ki bu zihniyet değişmesin, yeter ki milleti millete emanet etmeyin Allah korusun bizi uçurumdan aşağı atarlar. Onun için bu felaketten geri dönebilmek için yapabileceğimiz tek bir şey kaldı. Bu süreci ve bizi bu sürece taşıyan bu rejimi evimizden atmak, kovmak.
BU REJİMİ DEĞİŞTİRECEĞİZ: Bu rejimi değiştireceğiz. Bu yönetim anlayışını değiştireceğiz. ‘Ben’ diyen aklı göndereceğiz. Biz diyen aklı sistemin başına getireceğiz. Bu kadar açık. Bu yönetim anlayışında bir kişi bir avuç insan vardır. Her bahis bu bir avuç insanın çemberinde döner. İnsanlar hiçbir şey bilmiyor. Oysa bu ülkenin topraklarının her karışı 86 milyon insanına ait ama tıpkı 25 yıl hüküm sürdükleri İstanbul’da olduğu gibi İstanbul’u da kendilerinin, bu ülkeyi de kendi malları sandılar. Bu anlayışı ve kendi malı gibi hareket eden bu sistemi evin dışına da koyacağız. Bu sistemi getiren kişi ve kişileri tüm hızıyla evlerimize göndereceğiz. Sona yaklaştık. 14 Mayıs İstanbul’da tarihi bir seçim yaşanıyor. Bu seçim halkın tercihidir. Bu seçim bir parti seçimi değil. Bu patates ve soğan seçimidir. Ne derlerse desinler. Millet aç, çocuklar öğle yemeği kutuları boş okula gidiyor. Bu nedenle, bu sorunları çözmek için her zaman birlikte çalışmak zorundayız.
MİLLETİN MİLLİYETÇİLİĞİNİ ÖLÇMEYE ÇALIŞIYORLAR: Allah aşkına kalkıp milletin milliyetçiliğini ölçmeye kalkıyorlar. Alnınıza bir alet tutuyorlar. ‘Milliyetçisin, değilsin’ demeye çalışıyorlar. Bunlardan zehirlenen birkaç kişi de sağda solda kırıcı sözler söylüyor. Halkı aldatıyorlar. Daha ileri giderler. Konut. Size ‘cehennem, cennet’ demeye çalışırlar. Cennete mi cehenneme mi karar vermeye çalışıyorlar. Meydanlarda konuşarak sözlerini söylüyorlar. Efendim bunun dinle alakası yok, namazla alakası yok. Tanrı aşkına. Sen kimsin ki Allah’ın ve kulunun ortasına gireceksin? Kim olduğunu sanıyorsun? Bu milletin imanını ve bu milletin milli duygularını ölçecek adam, ana rahminden doğmadı. Bu milleti ve 86 milyon insanı kendi milleti, kendi özü, kendi ruhu, kendi ciğeri, kendi evladı gibi görmeyen akıl, bu millete fayda sağlayamaz. Bu insanlar aşk istiyor. Devlet her yönden güçlü olacak. Devlet savunma sanayiinde güçlü olacak ama ekonomide de güçlü olacak. Devlet teknolojide güçlü olacak ama tarımda da güçlü olacak. Devlet eğitimde güçlü olacak, demokraside güçlü olacak. Devlet de özgürlükte, her konuda güçlü olacak ama bir şeyi hatırlatayım. Devlet gücünü vatandaşlarına karşı gösteremez. Devlet, vatandaşlarına şefkatini, merhametini, adaletini, faziletini, ahlakını ve güler yüzünü gösterir.
GENÇLER İLK OYUNU KULLANACAK, 25, 30, 40 YAŞLARINDA KARARI SİZ VERECEKSİNİZ: O yüzden artık yeter deyin. Yavaş bir adam istemiyoruz. Evine gel. Git evine, çocuklarına, eşine hizmet et. Bu insanlar yavaş hız istemiyor, güler yüz ve şefkat istiyorlar. Konuşulacak kişi ile. Gözlerinizin içine bakarak konuşacaktır. fırçalamak ne demek? Herkes doğrudan sizinle birlikte mi düşünecek? Kimin toprağını tekmelemek? Sen ve ben bu ülkenin her karışında eşitiz. Kimse kimseden bir gram farklı değildir. Bizler bu ülkenin eşit hissedarlarıyız. Herkes bilecek. Yerimizi vermeye hazır mıyız? Sevgili gençler ayrım yok. Özellikle ilk oyununu kullanacak olan gençler 25, 30, 40 yaşına siz karar vereceksiniz. Bu kararla bu ülkeyi ayağa kaldıracak askerler siz olacaksınız. Birlikte kazanacağınızı unutmayın. Hayallerinizi bu ülkede inşa ederek gerçekleştireceksiniz. Bu tabanı da hazırlayacağız. Gençlerin böyle çalışmasını istiyorum. 14 Mayıs 14 Mayıs’ta sandıkta yer almaya, varsa partiler aracılığıyla veya Türk Gönüllüleri mensubu olarak sandıkta yer almaya, sandıklarda misyoner gözlemcisi olmaya hazır mıyız? ? ‘Oy verdim, eve gidelim’ diye bir şey yok. O gün, 14 Mayıs, her annenin Anneler Günü’nü kutlamaya, tüm ülkenin sokaklarını, sokaklarını, okullarını vatan için, millet için, bayrağımız için demokrasi şölenine çevirmeye hazır mıyız? Zeytinburnu kararlıdır.”